Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

1058 -Dün- Hekate-

     Dünya üzerinde bütün öğrenilmiş çaresizliklerin temelinde yaşamaya duyulan gayret vardır. Daracık alanlarda nefes alma arzusuna adadığımız gayretimizin ufak bir kısmını özgür olmaya adamadığımız gibi çaresizliği bize öğretenlerin - öğretilerinden kendimizi sıyırmamaktayız. Hayat bütün dinamiği ile akıp gitmekte. Lakin ben başımın üzerinde betonda milyonlarca galaksinin ihtimalini kurmakta ve yitip gitme arzumu baskılayacak bir varlıkla karşılaşmak adına dua etmekteyim. Bütün zamanlarımı , yaşamlarımı avuçlarımın içine alamam sığdıramam belki fakat giderek dönüştüğüm ve ayrıştığım benliğim artık var olma hali için mücadele etmiyor.  Her şey aslında her şey demek değildir... Ve inanın sığınmak değildir sevgi, yok olmak halidir. Hiç olmak halidir. Kendinden çıkmak , kendini bulamamaktır. Izdıraptır. Milyonlarca olasılığın içinde kaybolmaktır. Bazı acıları baskılamak imkansızdır. Yaşadığımız her acı her hayal kırıklığı insanın şah et var ise ruhundan bir parça koparır.  Bizler o derin

H-A-T-H-O-R

  Biz ancak uykusuz gecelerimizde bize bahşedilen rüyaları umutsuzluk zindanımızda izleriz. Böylelikle demir korkuluklarımızdan avuçlarımıza sadece ızdırap sığar. Gölgeler sığar. O gölgelerin arkasında dururuz hep. Hikayesi yarım kalanların ardından ıslatır menzilimizi şaraplar…. Ah…Duyuyor muyuz ? Binlerce şamdan kürek kemiklerimizden daha gürültülü kırılıyor sanki… Ciğerlerimize doluyor çocukluğumuz. Her bir sigara yakışımızda daha da zehirliyoruz. 4 odalı evlerin, loş mutfakların kirli koltukların üzerine devrili bedenlerimiz. Gözlerimiz kafeinin kahrından uyuyamıyor. Zihnimiz hep uyanık. Rüyalarda. Kabuslarda. Her defasında yükseklerden alçaklara çakılıyoruz. Sonra bir daha… Bir daha. Bizden alçak kalıyor bulutlar… Bu bile göğsümüzü kabartmıyor. Hayatımız, hikayemiz, defalarca vurulduğumuz yerden tekrar doğuşumuz gururlandırıyor bizi. Aptalca şiirlerde sırıtırken buluyoruz kendimizi. Sonra kadehler doluyor, kadehler hep boş kalıyor. Uyursam ölürüm değil, ölürsem uyurum diyoruz. Bu