22
Yolculuğumun başladığı ve bittiği yerdeyim. İçimde, ardımda bir yar, yardan daha eski bir dost ve şefkate kör olan benliğimi terk etmenin yarattığı, pişmanlık ve hüzün var. Dışarıdaysa hava soğuk. Gök gürüldüyor, vagonlar ıslak, bütün yol tabelaları sıçrayan çamur lekeleri ile belirsiz. Bu yüzden neredeyim bilmiyorum. Tek bildiğim burası yolculuğumun başladığı ve bittiği yer. Belki de herhangi bir yer. Çok önemli değil. Kendimi biliyorum, hiç değişmedim. Saati biliyorum 13.07. Ama hava karanlık, ruhumdan haberiniz yok. Nasıl olsun... Kulaklarımda tabanlarımla dokunduğum yağmurun sesi, bir de aklımda sözsüz bir şarkı. Sürekli kafamın içinde çalan. Yürüyorum, saatlerce yürüyebilirim, üşüyebilirim.... Moraran ellerimden anlıyorum. Beyninin içinde bir resim olduğunu düşün her ne olursa olsun oradan bakıyorsun hayata. Tıpkı göğsüne açılmış o delikten bu kısıtlı evrene dalıp gittiğin gibi. Sanki bütün yaşayanlar bir rüya görüyor, sen uyanıksın... Ve uyuyamıyorsun, anlatamıyorsun, anlayamıyo