Karanlık bir dünyanın kemikleri arasına sıkışıp kaldı umutlarımız Algos. Bir avuç  hayat kırıklığı mı bizi biz yaptı. İnan, günler sadece geçip gidiyor.  Dev bir ekranın ardından başkalarının hayatlarını izleyen bir avuç aptal insanın arasındayım... Her gün onlarla yürüyor, oturuyor, yiyor, konuşuyor ve susuyorum Algos. Ne farkım kaldı? Çıktığım yolu unuttum, çıktığım yolda tepetaklak oldum. Enkazımın altından süzülen cümlelerdir bunlar. Uzun süredir nasılsın sorusuna verilebilecek bir cevabım yok. Seneler  önce okuduğum her şey artık daha anlamlı geliyor. Ama geçmişe dönebilseydim  oğuz atayla tanıştığımda kafama sıkardım Algos... 

Tasvir edeceksem şah-et ne hissettiğimi göğüs kafesimden, karın boşluğuma süzülen derin bir acı bu. Artık bedenimde, fiziksel olarak da çektiğim bir acıyla yaşıyorum. Senelerce beynimde bir deli ile yaşamış, onun kendini asmasını beklemişken şimdiyse ruhum gibi bedenimin her köşesinde de sancı hissediyorum. Kimseye kızgınlığım yok aslında Algos. En çok kendime kızıyorum. Görmediğim için, anlamayacak kadar ahmak ve kör olduğum için. Artık her şeyi biliyorum...Evet biz çiçeklerin öldüğünü gördük. Çavdar tarlalarını köylüler yağmaladı... Köylülerin evini ise Tanrı. Bulutlar birbirlerine değdi. Çıkan gürültüde her metrekaremize şimşekler düştü Algos. Ölmekten korktuk. Ama ben yaşamaktan daha çok korkuyorum artık. Hayatta olmaktan daha çok korkuyorum. Kimseye, kimseyi , kendimi ,zihnimi anlatamıyorum. Şişeler ile konuşuyorum, Parlak renkli, cam şişeler.... Avuçlarımın içinde paramparça yapıp dişlerimin arasında ezmek istediğim cam kırıkları ile konuşuyorum. Hayat, ölüm ve yaşamın arasında gülünç bir romandan ibaretken , ne başlangıcını hatırlıyor nede sonunu merak ediyorum. Yarıda kestiğim, kesip attığım her şey burada kafamın içinde. Bak yine gün batıyor. Ne kadar çok susturdum kendimi bilemezsin. Ne kadar çok çığlık atmak istediğimi , kendimi bu boşluktan aşağı atmamak için 3 cümlelik telkinleri saçma sapan kağıtlara yazıp neden hala def olup gitmediğimi, neden kalmam gerektiğini her gün batarken kendime tekrar ve tekrar hatırlatıyorum. Ettiğim mücadeleden yoruldum Algos. Dinlenmek istiyorum. Bir ağacın gölgesinde, savaşından uzak. Savaşımdan uzak. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

WALL/1840

H-A-T-H-O-R

1058 -Dün- Hekate-