GÜN3

  


    Han'ın mezarı bulunduğundan ve iki kardeş birbirinin katlini unuttuğundan beri tanırım kendimi. Kafam, beynim ,zihnim ve düşmanlığım namlunun yarım santim gerisinde durur, parmaklarım o tetiğe değer durur. Birbirine değen çanlar gibi, iç içe geçmiş dişliler gibi. Dişlilerin birbirine değerken çıkardığı gürültüde şiirler okurum, hikayeler anlatırım. Bu yüzden siz beni duymazsınız. Sadece ben duyarım. Adımı bilirsiniz, uzanan ellerimi tutarsınız. Bazı geceler bana dokunur bazı geceler benden koparsınız.

Aether'i tanımam, 730 gündür bilirim. 730 gündür benim gökyüzümden cehennemime düşsün diye beklerim. Aether 2 gün önce zihnimden cehennemime çakıldı. Yarım saniye daha bekledim cehennemimden zihnime kazındı. Arkasından akan göz yaşlarım toprağa, o toprak ise rengini kızıla bıraktı. Zaman durdu aether gitti, artık yok. Ya tetiği çekeceğim yada intikam için bekleyeceğim. Ya kendimi iteceğim, ya o  üfleyecek, saçlarım melteme meltem boynuma dolanacak. Yeri gelecek altımdan kayıp gidecek yer yüzü. Zihnim artık onun yüzü. 

Çok çalışırsan başarılı olursun diyen adamın torunuyum.  Bir gün sevdiğim her şeyi senle beraber gırtlaklayacağım diyen kadının kızıyım. Dizlerin kanadığında toprağa bula diyen adamın sol arka bacağındaki 3 kurşun izinin sebebiyim. Sevdiğim çiçeklerin kafasını koparıp köklerini saksıya , saksıyı denize fırlatan kadınım. Seviyorum demeyi beceremeyen, kafası bir kaç dakika ayık kalabilen bir ''gözdeyim''. Kelimelerimin kahyasıyım, aşka olan aşk için köleyim. Rüyalarımı hatırlayacak kadar boş bir zihne sahibim. 6 kapaklı odacıktan 3ünde ''hiç''teyim. Şeyh'in erkanında şarap testisi kıranım. Ahbabının gerisinde tozlaşan, düşmanın üzerinde çul olanım. 

Aether'i tanırım. Başlarda yanımda oturduğunda, ruhunun ağırlığı ruhumda, saçının teli koynumda ve elleri omzumdaydı. Aether'i iyi tanırım. Tek bir saç teli omzuma düşse ezilir, bükülür, ağırlığından düştüğüm yerden kalkamam. Yine de cennetteyim. Bana gelen 12 tanrının çehresine uzun uzun bakan, 13. tanrının sadece sesini duyanım. Zamanın kendisiyim, tozum, süpernovayım. 238 milyon yıl yaşındayım.  Fakat tek bir saç telinin ağırlığını kaldıramayacak kadar zavallıyım.





Yorumlar

  1. https://artvassilev.com/en/artwork/prints/daedalus.htm

    YanıtlaSil
  2. Antipodes

    Nasılsın Manolya?
    Ben hala eksiğim eski sonelerde ki son dörtlük gibi..
    Nasılsın Manolya?
    Ben yolda kayboldum..
    Nasılsın Manolya?
    Ben sana çıkan yolları tuttum zannederken yenildim..
    Nasılsın Manolya?
    Ben artık onlardanım..
    Nasılsın Manolya?
    Ben kaybettim..
    Nasılsın Manolya?
    Ben yanıldım.

    Irakken şehirler şehirlerimiz aynı gökyüzü altında farklı evrenleriz
    Dik duran elif gibiyiz ne kadar elmayı ısırsakta hatalarımızla ve sonuçlarınla varız..
    İşte o çenemizin altından vav olan sırtımıza kadar..
    İnsanlar benim şapelimin dışında gölgeler sadece o gölgelerden gelen renkli ışıklar senin kelimelerinle şişeler..
    Olmayacaktı zaten benim ki dervişin derdine derman arayan ozan misali tarihte gömülüp gidecek bir ses sadece...
    Bak Manolya değilim artık bir kızıl ejder sadece ve sadece..
    Özür dilerim bende artık bir insanım.
    Gelemedim...
    Gelemeyecektim...
    Gelemem...
    Kestiler ağaçları kendine kütükten ev yapmak isteyen köylüler..
    Sen açmayan çiceklerin altında başkasının imzasını görünce yandı tüm alamutlar
    Benim selvi ormanım
    çelikten 7 kat
    kandan 7 kat
    terden 7 kat
    kelimelerden 7 kat
    7 başlı 7 ejderin koruduğu bir ütopyo oldu

    Manolya..
    Affetme dayanamadım belki de rüzgardan başka bir şey değsin saçlarına düşüncesine...
    Ama biliyordum birgün sende neyzenin son nefesi olacaksın sırlı neyinde ki..
    Makam vahdettir..
    bir olamadık ama birdik artık sen bir ben bir Manolya..
    Biz hep yandık pervane gibi
    Biz hep şarap içtik ama aşk-ı değildi
    Biz hep var idik
    7 kat 7 dev 7 cennet 7 tamu 7 deniz 7 kıta 7 hayat 7 kan vardı aramızda...

    Acuna kattığın her renge dua ve aşkla
    Çiğdik piştik piştik bittik manolya
    Dergahımız aynı yolumuz bir birimizin izinden geçiyor
    Ben sadece izleri koruyormuşum Manolya

    Ve ben sana ulaşamazdım
    Sen Şems ben Balkh'tan Babil'den Mu'dan Atina'dan Petra'dan bir derviş

    Bak Valkeriler Yükseliyor..
    Ben geniş odalarda kozmik tozların "an"larında bekliyorum
    Kırık kalkanım kırık miğferim tek kurşunlu asılı silah kan damlayan kılıç ucu kırık mızrakla...
    yorgun bir keşiş gibiyim adeta
    4'lü bir davul sesi var beynimde
    İlk savaş çağrısı susmuyor asla
    Ya'hak diyip hak edene inen keskin zihnimin kılıcı her kelime..
    Pare pare yana yana dergah yolunda kaybolan derviş gibi
    Vahdeti mi buldum da vucüd mu mevcud mu ?

    1599 Thames yanında kaybolan keşişim üstümde farklı kültürler,inançlar,kelimler ve akıllar var..
    Kaybolan kelimeler peşinde bir seyyahım
    Ve bilmedeğim dillerde kelimelerden duygularınıyorum..
    Bir büyü öğrendim en kadim en eski..
    İsimlendirme
    Nomenedare..
    Habis olan herşeye isim verdim sonsuz şapelimde yaktım gölgeleri kaçırdım
    Başardım...

    Arafımda huzurla uyuyabilir..
    Küçük siyah bir ekrandan dünyaları gezebilirim...
    Seyyah'ım
    Tarihin her saniyesinde
    Resimlerde yüzü belli olmayan karakter
    Hikayelerde betimlenmeyen hancı
    Yanan , yakılan enel hak diyen hallacı gibiyim
    Varım unutuldum memnunum soyutladım benliğimi..
    Sakladım hazinemi
    Venüslerle,marslarla,athenalarla,helenlerle,tiranlarlada gelsem..

    Gene yenilirim günlüklerin tecrübelerin tecrübelerin seni ilahlaştırıyor..
    Kopan çiceğe kırılan kalbin Demokles'in Kılıcı ile acıtılmış

    İnsanlar, insanlık ümidin kaybolduğu yer..
    O kadar doğuya gidicem ki
    Iraktan lâl olucam güneş doğuşu ısıtsın yakan buz kalbimi..

    Ah be Manolya nasıl olur biter bilmem ama..
    Sonsuza kadar sürsün gözlerinin güldüğü görmek yetiyor
    Buz kalbi eritmeye..

    Dikildim ve baktım o sonsuz ovaya
    kesik kollar bacaklar yıkılan umutlar..

    Ama unutmadım Manolya güldüğünde büyüyen gözlerini

    Aşk-ı sefaya sefayı aşka
    Aşkını kılıca çeviren sen
    Kır buzları tut elimden

    sonsuz ovada kollarım..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

WALL/1840

H-A-T-H-O-R

1058 -Dün- Hekate-